29 Nisan 2012 Pazar

Nazlı Hobbit'im Haber Salmış!

   Selamlar! Bu yazıda benim de içinde olduğum fantastik film hayranı çok büyük bir kitlenin merakla beklediği ''The Hobbit: An Unexpected Journey'' (Hobbit: Beklenmeyen Yolculuk/ IMDb linki: http://www.imdb.com/title/tt0903624/) ile ilgili bir haberi sizlere aktaracağım, çünkü konu hem geçen yazıda ele aldığım ''FPS'' kavramıyla çok alakalı, hem de Hobbit'i merakla bekleyenler için önemli  ve filmi derinden etkiliyor.  (Önceki yazı için: http://berkingham.blogspot.com/2012/03/hareket-eden-resimlerin-tuhaf-hikayesi.html )

   Öncelikle az önce linkini verdiğim yazımı okumaya üşenenler için ''FPS'' ile ilgili kısa bir bilgilendirme yapayım. ''Frame Per Second'' yani ''Saniye-Kare'' bir filmin arka arkaya konmuş ve akan bir çok fotoğraf karesinden oluştuğunu düşündüğümüzde, bir saniyede gözümüzün önünden geçen görüntülerin sayısını anlatır. 24 kare-saniye insan gözünün en rahat algıladığı, real-time (gerçekçi) olarak geçen en yaygın kullanım fps sayısıdır, yani insan gözü karşıdan gelen bir arabayı 24 kare/saniye ile gördüğünde rahat yakalayabileceği maksimum ayrıntıyı içerir. Kare sayısı ne kadar az olursa görüntü o kadar bulanıklaşır, ayrıntıların farkedilmesi zorlaşır. 24 fps standart TV yayınıdır, sinema filmlerinde değişik fps'ler kullanılabilir ama çoğu 24'e kırılır.


PEKİ, PETER JACKSON BİR DEVRİM Mİ YAPACAK?
    Fps'yi kavradıysak şimdi konumuza geri dönelim. Yüzüklerin Efendisi serisinin yönetmeni Peter Jackson, şu sıralar serinin öncesini anlatan ''Hobbit'' filmiyle uğraşmakta fakat bu filmin sıradışı ve izleyicilerin alışık olmadığı bir özelliği var. Peter Jackson yine hiçbir masraftan kaçınmıyor ve ''Hobbit'' filmini saniyede 48 kare çekebilen RED kameralarla çekiyor. Peki bu ne demek ve bize etkisi ne olacak?

Peter Jackson, canı ciğeri bir RED kamera ile

    Kısaca şöyle söyleyebilirim, bu herkes için çok ilginç bir deneyim olacak gibi. Çünkü 48 fps demek, gerçek zamanlı filmin akıcılığını iki kat artırmanız demek, örneğin filmde bir kişinin gülüşünü gördüğümüzde, hareketin etkilediği yüz kaslarının detaylarını çok daha kolayca farkedeceğiz demek. Bunu HD kavramıyla karıştırmayın, görüntü kalitesi değil, hareketlerin kalitesinden bahsediyorum (Tabii ki dolaylı yoldan görüntü kalitesini de etkiliyor). Örneğin bir taksi geçerken üzerindeki numarayı daha kolay okuyabilirsiniz vb. hareketler çok daha akıcı ve net olacak...Uzun lafın kısası filmin gerçekçiliği iki kat artacak.... MI ACABA?

     MI ACABA? diyorum çünkü Peter Jackson geçtiğimiz hafta Hobbit filminden 10 dakikalık ve 48 fps'lik bir parçayı, film eleştirmenlerinin beğenisine sundu. Ve çok da beklenmeyen bir şekilde, birçok eleştirmen 48 fps'nin filme soğukluk ve donukluk kattığını ve bu yeni tekniği beğenmediklerini açıkça belirttiler. Hatta bazıları ifadelerinde, ''Film tamamlansın, bakalım belki o zaman bir şeye benzer'' tarzı açıklamalarda bulundular. Aslında biraz mantık yürüttüğünüzde filmin akıcılığını iki kat artırmak demek, iki kat detay ve filmde iki kat pürüz olasılığı demek. Peter Jackson ise eleştirmenlere cevap olarak kısaca, ''Seyirci 48 fps'ye A-LIŞ-MA-LI'' diyor. Zaten halihazırda maç yayınları gibi yayınların 60 fps gibi örnekleri var fakat bu filmde yenilikçi bir olay. Ben Peter Jackson'ın filmdeki pürüzleri profesyonelce kapatacağından eminim ve bu haber serinin bir hayranı olarak Hobbit'ten beklentimi pek düşürmedi. Fakat ''Gerçekten de o kadar etkiler mi acaba yahu?'' diye düşünmekten de kendimi alamadım, çünkü dünyadaki birçok fantastik film hayranı insan gibi, Hobbit'in gerçekten kusursuz bir film olmasını istiyorum.

     Ek olarak, filmin 24 fps versiyonları da yayınlanacak elbette fakat 48 fps'de ve 3D olarak yapılmışken bu deneyimi tatmadan olmaz diye düşünüyorum ve sizler gibi 2012 Aralık ayını heyecanla beklemeye devam ediyorum. Görüşmek üzere :)